Ağrı Dağı Ağrı Dağı, Türkiye'nin en yüksek zirvesine sahip olan ve 5137 metre yüksekliği bulunan sönmüş bir volkaniktir. Doğu Anadolu Volkan Dizisi üzerinde yükselen bu dağ, Türkiye, İran ve Ermenistan sınır kavşağında yer almaktadır. Kuzeyinde Iğdır Ovası (840 metre), güneyinde Doğubayazıt Ovası (1640 metre) ve güneydoğusunda sönmüş bir volkan olan Küçük Ağrı Dağı bulunmaktadır. Büyük ve Küçük Ağrı Dağları arasında ise Serdar Bulak Platosu yer alır. Bu plato, 2600 metre yükseklikte olup, iki sönmüş volkandan oluşan dağları birbirine bağlar. Büyük ve Küçük Ağrı Dağları, muhteşem bir görünüm sunar. Ağrı Dağı'nın tepesi, 1188 kilometrekarelik bir alan üzerinde yer alır ve bu tepenin 160 metre uzunluğunda bir düzlük ile 400 metre yüksekliğinde buzlarla kaplı bir zirveye sahiptir. Urartuların İbrani dilinde ve Batı dillerinde Ağrı Dağı'nın diğer adı "Ararat" olarak geçmektedir. Doğu Anadolu'nun yüksek platolar bölgesi, dikey hareketliliğe bağlı olarak bölgesel ölçekli kırılma ve kıvrılma olaylarına sahne olmuştur. Küçük ve Büyük Ağrı Dağları, beş ana volkanizma safhası göstermiştir. Volkanik Safhalar
Dağın kuzeyinde yer alan Ahura heyelan vadisindeki volkanik katmanlar, bu safhaları yansıtmaktadır. Büyük Ağrı Dağı'nın doruk bölgesi, kalın bir buzul örtüsü ile kaplıdır. Sonuç olarak, hem Büyük Ağrı Dağı hem de Küçük Ağrı Dağı, volkanik faaliyetlerini tamamlamış sönmüş volkanlardır. Buzul Oluşumu ve Morfolojisi Büyük Ağrı Dağı, buzul oluşumu ve morfolojisi açısından Türkiye'nin en önemli ve çok ilgi çeken bölgelerinden biridir. Ağrı Dağı'nın üzeri, kalın bir buzul örtüsü ile kaplıdır. Yüzlerce metre kalınlığa ulaşan bu kraterin üzerinde yataklaşmış olarak bulunan örtü buzulu, Ağrı Dağı'nın orta ve batı dorukları arasında yer alan boyunlardan güney, güneybatı ve kuzeybatı yönlerine doğru sarkar. Doruk düzlüğünden sonra eğime uyarak aşağı sarkan bu buzullar, vadi buzulu özelliği kazanmıştır. Kuzeybatı yönünde 3500 metreye kadar sarkmaktadır. Dağın kuzeybatı yamacında yaklaşık 3600 metre yükseklikte bir göl bulunmaktadır. Bu gölün yan baca krater gölü mü yoksa bir sirk gölü mü olduğu henüz netlik kazanmamıştır. Büyük Ağrı Dağı üzerinde gerek buzul göllerine gerekse volkanik kökenli göllere rastlanmamıştır. Ancak, Ağrı Dağı'nın kuzeybatı yüzünde 3600 metre yükseklikte görülen bir küp gölü bulunmaktadır. Dağcılık ve Tırmanış Anadolu yarımadasının ve Avrupa'nın en yüksek doruğu olan Büyük Ağrı Dağı, dünya dağcılarının ilgisini çeker. Ağrı Dağı'na tırmanış için en uygun zaman Temmuz, Ağustos ve Eylül aylarıdır. Kış tırmanışı için ise en uygun zaman Şubat ayıdır. Güney yamacından tırmanış, Doğubayazıt Topçatan Köyü mevkiinden, doğu yüzünden tırmanış ise Iğdır-Aralık ilçesi Büyük Ağrı Dağı ile Küçük Ağrı Dağı arasından Serdar Bulak Yaylası'ndan yapılır. Batı yüzünden tırmanış ise Örtülü Köyü Küp Gölü'nden olmaktadır. Büyük Ağrı Dağı'na ilk çıkış, 1829 yılı Eylül ayında Alman Profesör J. von Parrot tarafından gerçekleştirilmiştir. Büyük Ağrı Dağı'na ilk kış çıkışı ise 21 Şubat 1970 yılında Dr. Bozkurt Ergör tarafından yapılmıştır. Cumhuriyet döneminde ise Türk dağcılar hemen hemen her yıl dağın zirvesine çıkmayı başarmışlardır. Bir inanışa göre, Eski Ahit'te yer alan Tekvin babında Nuh'un Gemisi'nin karaya oturduğu dağ bu dağdır. Ancak Kur'an-ı Kerim'de Nuh'un gemisinin Cudi Dağı'na oturduğu belirtilmektedir. 1950'li yıllarda havadan çekilen fotoğraflardaki gemiye benzeyen şekiller, Nuh'un Gemisi'nin bulunduğu yönünde yorumlansa da, daha sonraları bu iddiaların asılsız olduğu ortaya çıkmıştır. Efsaneler ve Kutsiyet Türkiye'nin en büyük dağı olma özelliğine sahip Ağrı Dağı, jeolojik konumu ve Büyük Tufan'ın ardından Nuh'un Gemisi'ne ev sahipliği yapması nedeniyle efsanevi bir özelliğe sahiptir. Kutsal kitaplarda da adı geçen Ağrı Dağı'nın farklı dillerde birçok ismi bulunmaktadır. Başlıcaları ise Ararat, Kuh-i Nuh ve Cebelül Haris'tir. |
Nezzam
19 Temmuz 2024 CumaAğrı Dağı, volkanik aktivitenin tamamlandığı bir dağ olmasına rağmen daima bir efsane olarak kalmış. Urartuların İbrani dilinde ve Batı dillerinde Ararat olarak adlandırılmasının bir sebebi var mı? Bu isimlerin kaynağı nedir?
Cevap yazAdmin
19 Temmuz 2024 CumaNezzam, Ağrı Dağı'nın Ararat olarak adlandırılmasının kökeni, tarihsel ve dilsel etkileşimlere dayanmaktadır. Urartular, bu dağa "Urartu" adını vermişlerdir ve bu adı, daha sonra İbrani diline ve Batı dillerine "Ararat" olarak geçmiştir. Bu adın kaynağı, Urartu Krallığı'nın bu bölgede bulunması ve bu krallığın adının dağa verilmesinden gelmektedir. İbrani dilinde ve Batı dillerinde bu isim, zamanla değişime uğrayarak "Ararat" şeklinde kullanılmıştır. Bu nedenle, Ağrı Dağı'nın efsanevi statüsü ve tarihsel önemi, bu isim değişikliklerinde büyük rol oynamıştır.